Alan Adı Kontrolü

www.

RESTful API Tasarımı: Güvenli ve Ölçeklenebilir Backend Nasıl Oluşturulur?

RESTful API Tasarımı: Güvenli ve Ölçeklenebilir Backend Nasıl Oluşturulur?
Google News

RESTful API Tasarımı: Güvenli ve Ölçeklenebilir Backend Nasıl Oluşturulur?

Modern web uygulamalarında, RESTful API tasarımı hizmet sunumunun temelini oluşturur. Kapsamlı bir API tasarımı, uygulamanızın kullanıcı ihtiyaçlarını karşılamasını sağlarken, aynı zamanda güvenli ve ölçeklenebilir bir backend altyapısı kurmanıza yardımcı olur. Bu makalede, RESTful API tasarımındaki önemli prensipleri ele alacağız ve güvenlik ile ölçeklenebilirlik açısından en iyi uygulamaları inceleyeceğiz.

1. RESTful API Nedir?

REST (Representational State Transfer), web servisleri için bir mimari stilidir. RESTful API, HTTP protokolünü kullanarak sunucu ile istemci arasında veri iletişimini sağlar. Bu tür bir API, kaynaklara erişimi kolaylaştırarak daha esnek bir web uygulama yapısı ortaya koyar.

2. Tasarım Prensipleri

Başarılı bir RESTful API tasarımı için bağlayıcı ve anlaşılır tasarım prensipleri oldukça önemlidir. Aşağıda, bu prensiplerden bazıları açıklanmıştır:

  • Kaynak Tabanlı Tasarım: API'nizde var olan tüm nesneler kaynak olarak kabul edilir. Her kaynak için benzersiz bir URI tanımlanmalıdır.
  • HTTP Yöntemlerinin Kullanımı: HTTP'nin GET, POST, PUT ve DELETE gibi yöntemlerini etkili bir şekilde kullanarak, kaynaklar üzerinde uygun işlemler gerçekleştirin.
  • Stateless (Durumsuz) Olma: Her istek, istemcinin kimliğini tanımlayan gerekli tüm bilgileri taşımalıdır. Sunucu, önceki isteklerden hiçbir bilgi saklamamalıdır.
  • Veri Temsili: API’niz aracılığıyla iletilen verilere JSON (JavaScript Object Notation) ya da XML formatlarında yer verebilir, bu sayede daha kullanışlılar sunabilirsiniz.

3. Güvenlik

RESTful API tasarımında güvenlik, önemli bir unsurdur. API'yı dış tehditlerden korumak için şu yöntemleri göz önünde bulundurmalısınız:

  • İzin Kontrolleri: API'nizin kullanılabilirliğini ve erişilebilirliğini kontrol etmek için, kullanıcı kimlik doğrulaması ve yetkilendirme mekanizmaları ekleyin.
  • HTTPS Kullanımı: Verilerin güvenli bir şekilde aktarılabilmesi için, HTTPS protokolü kullanarak iletim sırasında güvenliği artırın.
  • Veri Doğrulama: Giriş verilerini her zaman doğrulayarak, potansiyel zararlı istekleri engelleyin.

4. Ölçeklenebilirlik

Ölçeklenebilir bir RESTful API, kullanıcılara hızlı ve kesintisiz hizmet sunar. Aşağıdaki teknikleri uygulayarak ölçeklenebilirliği artırabilirsiniz:

  • Yük Dengeleme: API trafiğini yönetmek için yük dengeleyiciler kullanarak, sunucu kaynaklarını verimli bir şekilde dağıtın.
  • Önbellekleme: Sık erişilen verileri önbelleğe alarak, API'nin performansını artırın.
  • Sunucu Tarafı İşlemlerini Optimize Etme: Backend kodunu optimize ederek yanıt sürelerini hızlandırın ve kaynakları daha verimli kullanın.

RESTful API tasarımındaki bu prensipler ve stratejiler, güvenli ve ölçeklenebilir bir backend oluşturma sürecinde rehberlik edecektir. Kullanıcı deneyimini geliştirmek ve sistem performansını artırmak adına bu yöntemleri uygulamak oldukça kritik bir öneme sahiptir.

RESTful API Nedir ve Neden Önemlidir?

RESTful API, modern yazılım geliştirme süreçlerinin merkezinde yer alan önemli bir bileşendir. REST, yani Representational State Transfer, veri iletişiminin basit ve etkili bir yolunu sunar. Web uygulamalarında, kullanıcıların ihtiyaçlarına cevap verebilmek için çevrimiçi hizmetlerin etkili bir şekilde yönetilmesi gerekmektedir. RESTful API, bu ihtiyaçları karşılamak amacıyla geliştirilmiş bir yapıdır.

RESTful API'lerin önemi, onların kaynak tabanlı tasarımı ve HTTP protokollerini standart bir şekilde kullanabilmesinden gelir. Kaynaklara erişim ve ilişkilendirme açısından büyük bir kolaylık sunar. Örneğin, kullanıcıların bir web uygulaması üzerinden bilgi alışverişi yaparken, RESTful API sayesinde sürecin daha hızlı ve verimli bir şekilde gerçekleştirilmesi sağlanır.

REST Tasarım Prensipleri: Temel Kavramlar

RESTful API tasarımında dikkate alınması gereken temel prensipler, API'nın başarısını ve etkinliğini doğrudan etkiler. Aşağıda bu tasarım prensipleri detaylı bir şekilde ele alınmaktadır:

  • Kaynak Tabanlı Yaklaşım: Her bir kaynak, merkezde yer alan bir varlık olarak düşünülmelidir. Her kaynağın benzersiz bir URI ile tanımlanması, istemcilerin bu kaynaklara kolayca erişebilmesini sağlar.
  • HTTP Yöntemlerinin Uyumu: RESTful API'ler, HTTP'nin GET, POST, PUT ve DELETE gibi yöntemlerini kullanarak kaynağın durumunu değiştirir. Her bir metodun işlevi net bir şekilde belirlenmelidir.
  • Stateless Olma İlkesi: Her bir API isteği, istemcinin kimliğini ve gereken tüm bilgileri barındırmalıdır. Sunucu, geçmiş isteklerle ilgili veri tutmamalıdır. Bu yaklaşım, performansa olumlu katkı sağlar.
  • Veri Temsili ve Formatı: Özellikle veri transferinde JSON formatı yaygın olarak tercih edilmektedir. Bu, daha hafif ve insan tarafından okunabilir bir yapı sunar. XML gibi diğer veri formatları da kullanılabilir, ancak JSON'un popülaritesi sebebiyle tercih edilmeye devam etmektedir.

Balans Nedir? RESTful API'de Balanslamanın Önemi

Balanslama, bir RESTful API'nin yüksek performans ve kullanılabilirliğini sağlamak için kritik bir süreçtir. Uygulama yoğunluğu arttıkça, sunuculara düşen yük de artar. Bu noktada, yük dengeleyici devreye girer, böylece gelen talepleri birden fazla sunucuya dağıtarak yanıt sürelerini optimize eder.

RESTful API'de balanslamanın önemi, sistemin ölçeklenebilirliğine ve dayanıklılığına olan katkılarından kaynaklanmaktadır. Örneğin, bir web uygulaması büyük bir kullanıcı kitlesine ulaştığında, yük dengelemedeki eksiklikler, uygulamanın yavaşlamasına ve hatta kesintilere yol açabilir. Bu nedenle, doğru bir yük dengeleyici ile uygulamanızın performansını artırabilir, kullanıcı deneyimini geliştirebilirsiniz.

Ayrıca, yük dengeleyicilerin sunduğu sağlıktan izleme (health check) özellikleri, sunucuların durumunu sürekli kontrol ederek, kullanıcıların kötü durumdaki sunuculardan etkilenmemesini sağlar. Sonuç olarak, RESTful API’niz daha güvenilir ve sürdürülebilir hale gelir.

Güvenlik Önlemleri: API Anahtarları ve Yetkilendirme Yöntemleri

RESTful API'ler, güvenlik açıklarını minimize etmek için birçok önlem gerektirir. API anahtarları ve yetkilendirme yöntemleri, bu güvenlik önlemlerinin başında gelir.

API anahtarları, istemcilerin API'ye erişimini kontrol etmek için kullanılır. Her kullanıcıya veya uygulamaya özel bir anahtar verilir. Bu anahtarlar, API çağrılarında bir kimlik doğrulama aracı olarak işlev görür. Kullanıcıların bu anahtarı kullanarak seksiyonlara erişim sağlarken, sistemin kötü niyetli saldırılardan korunmasına yardımcı olur.

API anahtarları dışında, OAuth ve JWT (JSON Web Tokens) gibi yetkilendirme yöntemleri de yaygın olarak kullanılır. OAuth, kullanıcıların kimlik bilgilerini paylaşmadan API'ye erişimini sağlamaya yardımcı olur. Bu sistem, kullanıcıların kaynaklarına güvenli bir şekilde erişim izni vermesine olanak tanır. Örneğin, bir sosyal medya uygulaması, kullanıcıların profillerine diğer uygulamalar üzerinden güvenli bir biçimde erişmesini sağlamak için OAuth’u kullanabilir.

JWT ise, kullanıcının kimlik doğrulamasını sağlayan bilgi parçalarını içeren bir JSON nesnesidir. Kullanıcı sisteme giriş yaptığında, sunucu bir JWT oluşturur ve bu token, API çağrıları sırasında kimlik doğrulama için kullanılır. Bu yöntem, sistemin güvenliğini artırırken, oturum yönetimini de kolaylaştırır.

Veri Formatları: JSON ve XML Arasındaki Farklar

Veri iletimi ve sunumu açısından RESTful API'ler iki ana format kullanmaktadır: JSON (JavaScript Object Notation) ve XML (eXtensible Markup Language). Her iki formatın da kendine ait avantajları ve dezavantajları vardır. Bu bölümde, JSON ve XML arasındaki temel farkları detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

JSON, daha hafif bir format olması ve insan tarafından kolay okunabilir olması nedeniyle günümüzde daha yaygın olarak kullanılmaktadır. JavaScript tabanlı bir format olduğu için web uygulamalarıyla entegrasyonu da oldukça kolaydır. JSON, bir dizi anahtar-değer çiftinden meydana gelir ve daha basit bir yazım kurallarına sahiptir.

  • JSON'un Avantajları:
    • Daha hızlı veri iletimi sağlayan hafif bir yapıdadır.
    • İnsan tarafından okunabilirliği yüksektir.
    • JavaScript gibi dillerle doğrudan kullanılabilir.

Öte yandan, XML, daha yapılandırılmış bir veri formatıdır ve karmaşık veri yapıları için üstün bir esneklik sunar. Ancak, JSON’a göre daha fazla bant genişliği gerektirir ve daha karmaşık bir yazım gereksinimi vardır.

  • XML'in Avantajları:
    • Daha karmaşık yapısal verileri destekler.
    • Veri için şema tanımlama imkanı sunar.

Sonuç olarak, JSON ve XML arasında seçim yaparken projenizin ihtiyaçlarına ve veri yapılarına göre karar vermeniz oldukça önemlidir. Çoğu modern uygulama, veri iletiminde JSON formatını tercih etmektedir.

Versiyonlama: API Geliştirmede En İyi Uygulamalar

Versiyonlama, bir RESTful API'nin sürdürülebilirliğini sağlamak için kritik bir süreçtir. API geliştirme sürecinde değişiklikler ve güncellemeler kaçınılmazdır, bu nedenle versiyonlama stratejileri belirlemek önemlidir.

API versiyonlama yöntemleri arasında genellikle en popüler tercih, URL tabanlı versiyonlamadır. Bu yöntemde, API'nin versiyonu URL içinde belirtilir. Örneğin, https://api.websitem.biz/v1/resource şeklinde bir yapı oluşturmak, istemcilere hangi versiyonun kullanıldığını açıkça belirtir.

  • URL Tabanlı Versiyonlama: API versiyonunun URL içerisinde yer alması, kullanıcıların eski ve yeni sürümler arasında geçiş yapmalarını kolaylaştırır.
  • Başlık Tabanlı Versiyonlama: API isteklerinde versiyon bilgisi HTTP başlıkları ile belirtilir. Bu yöntem, URL’nizde görünür bir değişiklik yapmadan versiyon yönetimi sağlar.

Versiyonlama stratejinizin esnek ve sürdürülebilir olması, API kullanıcılarının deneyimini artıracak ve sisteminizin gelecekteki büyümesine katkı sağlayacaktır. Her versiyonda, API özelliklerini güncelleyip mevcut istemcileri etkilemeyecek şekilde geliştirmeler yapmak önemlidir.

Hata Yönetimi: API Yanıtları ve Hataların Ele Alınması

RESTful API tasarımında etkili bir hata yönetimi, kullanıcı deneyimini ve sistemin güvenilirliğini büyük ölçüde artırabilir. API çağrıları sırasında oluşabilecek hataların doğru bir şekilde ele alınması, kullanıcıların sorunları hızlı bir şekilde tanımlamasına ve çözmesine olanak tanır. Hataların yönetiminde izlenebilecek temel adımları ve en iyi uygulamaları inceleyelim.

1. Hata Yanıtları ve HTTP Durum Kodları

API'nizin hata yönetimi sürecinde, HTTP durum kodları hayati bir rol oynar. Her bir yanıt, isteğin sonucunu hızlı bir şekilde iletmek için kullanılır. Aşağıdaki temel durum kodları yaygın olarak kullanılır:

  • 200 OK: İsteğin başarıyla gerçekleştiğini belirtir.
  • 400 Bad Request: İsteğin formatının doğru olmadığını gösterir.
  • 401 Unauthorized: Kimlik doğrulamasının gerekli olduğunu gösterir.
  • 403 Forbidden: Kullanıcının istenen kaynağa erişiminin engellendiğini belirtir.
  • 404 Not Found: İstenilen kaynağın mevcut olmadığını ifade eder.
  • 500 Internal Server Error: Sunucu hatasını bildirir.

2. Hata Mesajlarının Yapılandırılması

Hata mesajları, kullanıcılara sorunları tanımlama konusunda yardımcı olmalıdır. Aşağıdaki noktaları dikkate alarak yapılandırma yapabilirsiniz:

  • Net ve Anlaşılır Mesajlar: Kullanıcılara hata kodu ile birlikte net bir açıklama sunun. Örneğin, "Kullanıcı bulunamadı" gibi daha bilgilendirici mesajlar tercih edilebilir.
  • Hata Kodu Ayrıntıları: Hata kodunun yanı sıra, sorunun neden olabileceğine dair detaylar sağlayın. Böylece kullanıcılar, hatayı düzeltmek için gerekli adımları atabilirler.

3. Hata Günlüğü ve İzleme

Hata takibi, sistem yönetiminin kritik bir parçasıdır. Hataları kaydetmek için hangi strateji ve yöntemleri kullanabileceğinize bakalım:

  • Günlükleme Kütüphaneleri: Hataları kaydetmek için Winston veya Log4j gibi popüler günlükleme kütüphanelerini kullanabilirsiniz.
  • İzleme Araçları: Hataların izlenmesini kolaylaştırmak için Sentry veya New Relic gibi araçlar kullanarak, sorunların analizini yapabilirsiniz.

Ölçeklenebilirlik Stratejileri: Mikroservis Mimarisi

Modern web uygulamalarında ölçeklenebilirlik, başarılı bir RESTful API'nin en önemli gereksinimlerinden biridir. Mikroservis mimarisi, bu ölçeklenebilirliği sağlamak için etkili bir yaklaşım sunar. Uygulamanızı küçük, bağımsız servisler olarak bölmek, sistemin yönetimini kolaylaştırır ve her bir bileşenin ölçeklenmesini sağlar.

1. Mikroservis Mimarisi Nedir?

Mikroservis mimarisi, uygulamanın işlevselliğini küçük ve bağımsız servisler halinde yapılandırmayı ifade eder. Her bir mikroservis, belirli bir işlevi yerine getirir ve kendi veritabanına sahip olabilir. Bu yapı sayesinde uygulama, daha esnek ve sürdürülebilir hale gelir.

2. Avantajları

Mikroservislerin sağladığı bazı temel avantajlar şunlardır:

  • Bağımsız Geliştirme: Her bir mikroservis farklı ekipler tarafından bağımsız olarak geliştirilebilir, böylece geliştirme süreci hızlanır.
  • Hedefli Ölçeklenebilirlik: Yoğun olarak kullanılan mikroservisler, diğer bileşenleri etkilemeden bağımsız bir şekilde ölçeklenebilir.
  • Teknoloji Esnekliği: Her bir mikroservis, en uygun teknolojiyi ve programlama dilini kullanarak geliştirilebilir.

3. Zorluklar

Elbette mikroservis mimarisinin bazı zorlukları da bulunmaktadır:

  • Dağıtık Veri Yönetimi: Her mikroservisin kendi veritabanı olduğundan, veri tutarlılığı sağlamak zordur.
  • Servisler Arası İletişim: Mikroservisler arasındaki iletişim, ek daha fazla karmaşıklık getirebilir. Bu nedenle mesajlaşma protokollerinin iyi tasarlanması önemlidir.

Cache Kullanımı: Performans ve Yanıt Süresi İyileştirme

Önbellekleme (Cache), API performansını artırmanın kritik bir yoludur. Veritabanına yapılan her isteği azaltarak, yanıt sürelerini hızlandırmak mümkündür. Olası önbellekleme stratejilerini inceleyelim.

1. Önbellekleme Yöntemleri

API önbelleklemesi için kullanılabilecek yaygın yöntemler şunlardır:

  • HTTP Önbellekleme: HTTP yanıtlarına önbellekleme bilgileri ekleyerek, istemcilerin yanıtları saklamasına olanak tanıyabilirsiniz. Böylece aynı isteklere yanıt vermek için sunucuya yeniden başvurmalarına gerek kalmaz.
  • Proxy Önbellekleri: Hem istemci hem de sunucu tarafında kullanılabilen proxy önbellekleri, veri akışını optimize ederek daha hızlı yanıt süreleri sağlar.

2. Performans Artışı

Önbelleklemenin sağladığı performans artışı, özellikle yüksek trafikli uygulamalarda belirgin şekilde hissedilmektedir. Sunucular üzerindeki yükü azaltarak, daha hızlı yanıt süreleri elde edilebilir ve kullanıcı deneyimi genellikle iyileşir.

3. Veri Güncellemeleri

Veri güncellemeleri sırasında önbelleklerin senkronize edilmesi önemlidir. Eski verilerin kullanıcıya sunulmaması adına uygun bir önbellek yönetim stratejisi geliştirmek gerekir. Bu, kullanıcıların her zaman en güncel verilerle karşılaşmasını sağlar.

Hızlı Geliştirme ve Bakım için Framework Seçimi

Modern yazılım geliştirme süreçlerinde framework seçimi, uygulama geliştirme ve bakım aşamalarını doğrudan etkileyen kritik bir karardır. Doğru framework, geliştiricilerin çalışmasını kolaylaştırırken, uygulamanın performansını artırabilir ve zaman kazandırabilir.

API geliştirme sürecinde, popüler ve geniş bir topluluk desteğine sahip framework'ler seçmek, uzun vadede bakım ve güncelleme süreçlerini kolaylaştırır. Laravel, Django ve Flask gibi framework'ler, kullanım kolaylıkları ve sağladıkları fonksiyonlar sayesinde sıkça tercih edilmektedir. Bu noktada dikkat edilmesi gereken unsurlar şunlardır:

  • Performans: Seçtiğiniz framework’ün sunucu kaynaklarını verimli bir şekilde kullanabiliyor olması, uygulamanızın hızlı tepki vermesi için kritik öneme sahiptir.
  • Ölçeklenebilirlik: Geliştirileceğiniz uygulamanın ileride genişlemesi söz konusu olabileceğinden, seçilen framework’ün esnek ve ölçeklenebilir bir yapıya sahip olmasına dikkat edilmelidir.
  • Güvenlik: Framework'lerin güvenlik düzeyleri değişkenlik gösterebilir. En son güvenlik güncellemeleriyle korunacak şekilde tasarlanmış, düzenli güncellemeler alan framework’leri tercih etmek önemlidir.

Sonuçta, iyi bir framework seçimi, hızlı geliştirme süreçlerini ve etkin bakım stratejilerini destekleyecektir. Geliştiricilerin deneyimi ve uzmanlık seviyeleri de bu süreçte belirleyici bir etkendir.

Monitoring ve Loglama: API Performansını İzleme Yöntemleri

RESTful API’lerin performansını izlemek, geliştirme sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır. Monitoring ve loglama işlemleri, mevcut hataların tespit edilmesi ve gelecekte oluşabilecek sorunların önüne geçilmesi için hayati öneme sahiptir.

API performansının izlenmesi için çeşitli yöntem ve araçlar kullanılabilir:

  • Performans İzleme Araçları: New Relic, Datadog ve Prometheus gibi araçlar, uygulamanızın sürekliliği ve performansım için gerekli metrikleri sağlarken, olası sorunları da zamanında tespit etmenizi sağlar.
  • Günlükleme Sistemleri: Log4j veya Winston gibi günlükleme sistemleri, uygulamanızda oluşabilecek hataları ve istisnai durumları kaydedip analiz etmenize yardımcı olur. Bu araçlar, API isteklerini ve yanıtlarını günlüğe kaydedebilir, bu sayede hata ayıklama süreçlerini kolaylaştırır.
  • Uygulama Performans Yönetimi (APM): Uygulamanın genel sağlığını ve kullanıcı deneyimini izlemek için APM çözümleri kullanılabilir. Bu araçlar, kullanıcı etkileşimlerini ve API yanıt sürelerini detaylı bir şekilde analiz eder.

Bu yöntemler sayesinde geliştirme ekipleri, performans verimliliği ve kullanıcı deneyimini üst düzeye çıkarabilir. Loglama ve monitoring desteğiyle, sistemin sürekli olarak optimize edilmesi sağlanabilir.

Dokümantasyonun Önemi: Kullanıcı ve Geliştirici İlişkisi

RESTful API'ler için dokümantasyon, hem geliştiriciler hem de kullanıcılar açısından çok büyük bir öneme sahiptir. İyi bir dokümantasyon, API'nizin kullanımını kolaylaştırırken, geliştiricilerin uygulamayı daha hızlı geliştirmesine olanak tanır.

Etkin bir dokümantasyon oluşturmanın aşamaları şunlardır:

  • Kapsamlı Bilgiler: API'nin tüm özelliklerini ve fonksiyonlarını detaylı bir şekilde açıklayın. Kullanıcıların kaynaklara erişim yollarını, desteklenen HTTP yöntemlerini ve olası yanıt formatlarını belgeleyin.
  • Örnekler ile Destekleme: Kullanıcıların API’nizi daha iyi anlaması için örnek istek ve yanıtlar verin. Bu, geliştirme sürecinde pratik uyarlamalar yapmalarına yardımcı olur.
  • Güncellemeleri Belirtme: Her yeni versiyonda yapılan değişikliklerin ve güncellemelerin açıkça belirtildiği bir changelog oluşturarak, kullanıcıların hangi özelliklerin değiştiğini net bir şekilde anlamalarını sağlayın.
  • Yardımcı Kaynaklar: Sık karşılaşılan sorunların çözümlerinin listelendiği bir SSS (Sıkça Sorulan Sorular) bölümü sunmak, kullanıcıların hızlı çözüm bulmasına yardımcı olur.

Yeterli ve etkili dokümantasyon sayesinde kullanıcıların API ile olan ilişkisi güçlenir, böylece daha yüksek bir kullanıcı memnuniyeti sağlanabilir. Geliştiriciler içinse verimli bir çalışma ortamı oluşur, proje süreci hızlanır.

Sonuç ve Özet

RESTful API tasarımı, modern web uygulamalarının bel kemiği olarak, kullanıcı deneyimini ve sistemin güvenilirliğini artırmanın yanı sıra ölçeklenebilirliği sağlamak için kritik bir rol oynamaktadır. Güvenli, esnek ve etkili bir API geliştirmek için yukarıda ele alınan tasarım prensipleri, güvenlik önlemleri, veri formatları, versiyonlama yöntemleri, hata yönetimi, ölçeklenebilirlik stratejileri ve dokümantasyon gibi konular son derece önemlidir. Bu yöntemler, yalnızca API tasarımının kalitesini artırmakla kalmaz, aynı zamanda kullanıcı memnuniyetini de önemli ölçüde artırır.

Doğru stratejileri ve en iyi uygulamaları uygulayarak, RESTful API'nizin performansını ve güvenliğini artırabilir, güvenilir bir backend oluşturabilir ve hızlı bir geliştirme süreci sağlayabilirsiniz. Böylece, kullanıcı ihtiyaçlarına daha iyi yanıt verebilen, esnek ve sürdürülebilir bir sistem kurarak, modern yazılım geliştirme süreçlerinde başarılı olabilirsiniz.


Etiketler : RESTful API, ölçeklenebilirlik, tasarım prensipleri,
Sevdiklerinle Paylaş! :

Yazılan Yorumlar
Yorum Yaz



Whatsapp Destek